ysusam.tr.gg
  Finansal Muhasebe
 

1. FİNANSAL MUHASEBE

1.1. Finansal Muhasebenin Tanımı

Finansal muhasebenin, işletmenin mali işlemlerinin kayıt ve çözümlemelerinin yapılması, özetlenip sunulması ile ilgilenen muhasebe dalı olarak tanımlanabilir. Finansal muhasebe işletmenin türlerine göre tutulan muhasebeler (ihtisas muhasebeleri) biçiminde de olabilir. Örneğin; Şirketler ve Kooperatifler Muhasebesi, Enflasyon Muhasebesi, İnşaat Muhasebesi, Turizm Muhasebesi, vb gibi1.

 

1.2. Finansal Muhasebenin Amaçları

Finansal muhasebe, temel olarak işletme ile pazarları arasında gelir ve giderlerin akışlarıyla ilgilidir. Başka bir deyişle finansal muhasebe, işletmenin dışa dönük ve resmi karakterli muhasebesidir. Finansal muhasebenin ilkeleri ve konusu; yöneticilere, işletme ile ilişkisi bulunan kişi ve kurumlara, işletmenin ekonomik ve finansal yapısı ile ilgili bilgileri verecek ve kamuoyunu aydınlatacak biçimde düzenlenmiştir. Bu nitelikleriyle finansal muhasebe, bir anlamda, işletme ile ilgili veri ve bilgileri toplama, toplanan bilgileri değerlendirme gibi işlevleri yüklenmiş durumdadır. Bu nedenlerle finansal muhasebe, daha çok geçmiş ve içinde bulunulan dönemle uğraşır, gelecekle ilgilenmez. İşletme yöneticileri, işletmelerinde amaçlanan ekonomikliğin gerçekleştirilmesi ve verimliliğin sürdürülmesi konusundaki araştırmalarını ve bununla ilgili analizlerini yapabilmek için finansal muhasebenin kesin rakamlarından yararlanmak durumundadırlar2.

 

1.3. Finansal Muhasebenin İlkeleri

Finansal muhasebenin ilkeleri, muhasebenin temel kavramları ile uyumluluk göstermektedir. Bir başka deyişle; finansal muhasebenin ilkeleri, muhasebenin temel kavramlarının finansal muhasebeye uyarlanmış biçimi olarak anlaşılabilir.

 

 

1.3.1. Finansal Muhasebenin Mali Dönemler İlkesi

Finansal muhasebenin işlevleri gözönünde tutulduğunda zaman veya zaman dönemlerinin muhasebe ölçüleri açısından önemli sayılacak etmenler arasında yer aldığı söylenebilir3. Mali hesap dönemi genellikle 1 yıldır. Ancak, faaliyet dönemlerini özel durumları nedeniyle bir yıldan az veya çok saptayan işletmeler de söz konusudur4. Finansal muhasebenin işlevi, gereksinim duyulduğunda, birim sayılarından da yararlanılarak, dönemsel olarak ve süreklilik gösteren biçimde değişmeler geçiren değerlerin oluşumlarını ve hareketlerini izleyerek giderleri ve gelirleri göstermek ve sonuçta da işletme kazancını belirtmektir. Mali dönem kavramının daha açık bir biçimde anlaşılabilmesi için, aşağıdaki soruların yanıtlarının verilmesi gerekir5;

 

1. Hazır durumdaki aktif değerler nelerdir?

2. Hazır durumdaki aktif değerler nasıl finanse edilmişlerdir?

3. Bu dönemde ne kadar gider yapılmıştır?

4. Geçen dönem ne kadar gider yapılmıştır?

5. Satışı yapılan ürünlerin birim sayısı ve satış değeri ne kadardır?

Geçen döneme göre bir gelişme eğilimi görülmekte midir?

6. Alacak ve borç, miktar ve süre yönünden uyum göstermekte midir?

7. Bu dönem ne kadar kar sağlanmıştır?

8. Geçen dönemin karı ne kadardır?

 

Bu ve buna benzer daha bir çok soruların karşılıkları, zaman dönemi göz önünde tutularak verilebilir. Finansal muhasebenin sağladığı veri ve bilgiler, bu bilgi ve verilerin oluştuğu zaman dilimi açısından önem taşımaktadır, yapılacak ölçme ve değerlendirme işlemleri bu zaman dilimi içinde geçerlidir6.

 

 

 

1.3.2. Finansal Muhasebenin Taraf Tutmama ve Doğruluk İlkesi

Finansal muhasebe, kendinden beklenen temel işlevleri yerine getirirken, bir işletmedeki parasal sayılan bütün değer hareketlerini olduğu gibi saptayarak, kaydeder. Finansal muhasebe, işletme varlıklarının değerlerini veya işletmenin pazarları ile olan ilişkilerinin net etkilerini ne azaltır, ne de çoğaltır. Bu durumda finansal muhasebe, olmayan bir olayı gösteremeyeceği gibi, olanın de niteliğini değiştirerek gösteremez. Ayrıca finansal muhasebe, işletme çalışmalarının sonuçlarını, ister olumlu ister olumsuz, hiçbir zaman bunları bilerek yanlış göstermek gibi sakıncalı yolları benimseyemez. Finansal muhasebe, akış gösteren parasal değerleri doğrudan etkileyemez. Yalnız işletmeden dışarıya ve dışarıdan işletmeye akış gösteren bu değerlerin, hangi dönemler içinde hesaplara aktarılmalarının gerektiğini saptar. Türkiye gibi yüksek enflasyon rakamlarının görüldüğü ülkelerde, finansal muhasebenin taraf tutmama ve doğruluk ilkelerinin geçerliliğinin korunması büyük ölçüde enflasyon muhasebesinin uygulanması ile sağlanabilir7.

 

1.3.3. Finansal Muhasebenin Gelecekle İlgilenmeme İlkesi

Finansal muhasebenin bütün işlemleri geçmişe ve içinde bulunulan döneme ilişkindir. Bu durumda genel muhasebenin gelecekle her hangi bir ilişkisi yoktur. Bir başka deyişle, finansal muhasebe, ancak, işletmenin geçmişi veya içinde bulunduğu zaman dilimi ile ilgili olarak bilgi ve veri sağlar, fakat bu bilgi ve verilerin gelecekteki gelişme eğilimleri ortaya koyamaz. Çünkü, finansal muhasebenin temel işlevleri arasında sayılan işletme ile pazarları arasındaki parasal akışlar, gelir ve giderlerin belirtilmesi, parasal değerlerin ve borçların değerlemesi, çeşitli finansal tabloların düzenlenmesi, ya geçmişle ya da içinde bulunulan zaman dilimi ile ilgilidir. Bu durumda, finansal muhasebe zaman zaman gelecekle ilgilense bile, bunlar karşılaştırma amacına dönük ve çok kısıtlı olarak, örneğin; ileri dönemlerde satışların veya gelirlerin hangi düzeyde oluşacağı hakkında basit ve tahmine dayalı ön değerlendirmeler olarak ifade edilebilir8.

 

1.3.4. Finansal Muhasebenin Tekdüzenlik İlkesi

Tekdüzenlik deyiminden; tüm işletmeler arasında tek tip muhasebe metodunun uygulanmasından çok herhangi bir işletmede meydana gelen parasal olayların muhasebeleştirilmesinde seçilen metodun, gelecek yıllar içinde uygulanmasının zorunlu olduğudur.

 

1.3.5. Finansal Muhasebede Hesapların Bölümlere Ayrılması ve Gruplanması İlkesi

Finansal muhasebe işletmenin pazarları ile olan ilişkilerini ve parasal kaynakların akışlarının etkinliğini ölçtüğüne ve raporladığına göre, bu işlevini yerine getirirken türdeş bölümlerden oluşan bir gruplama sistemine dayandırılması gerekir. Buna, genelde hesap sistemi denilmektedir9.

 

Hesap, işletmenin aynı özellikteki işlemlerini aynı başlık altında toplayan çizelgeler olarak tanımlanabilir10. Bu durumda, bir işletmede para birimi ile ifade edilebilen değer akışlarının izlenmesine yarayan hesapların kullanılması kaçınılmazdır. Bu, hesaplar, konuları ve işlevleri bakımından bir takım bölümlere ayrılırlar. Ayrıca, bölümlerde benzer nitelikteki parasal olayları bir araya toplayan gruplamalar yapılabilir11.

 

1.3.6. Finansal Muhasebeden Alınan Bilgilerin Kıyaslanması İlkesi

İşletme yöneticilerinin alacakları kararlar genellikle geleceğe ilişkindir. Yöneticiler, dönemsel olarak yapılan geçmişe ilişkin kıyaslamalarda finansal muhasebe verilerinden yararlanırlar. Finansal muhasebe verileri, aşağıda belirtilen kıyaslamalara olanak verecek biçimde düzenlenirler12;

 

1. Benzer nitelikte olmayan parasal değerlerin belli bir zaman diliminde kıyaslanmalarına,

 

2. Benzer nitelikte olan parasal değerlerin ayrı zaman dilimlerinde kıyaslanmalarına.

 

1.4. Finansal Muhasebenin Yararları

Finansal muhasebe, işletmenin kaynaklarının nereden sağlandığı ve bu kaynakların hangi amaçlarla nerelere kanalize edildiğini ayrı ayrı izler. Bu nedenle verileri özgün kaynaklardan sağlar Finansal muhasebenin yararları aşağıda görüldüğü gibi 6 madde halinde sıralanabilir13;

 

1. İşletme faaliyetlerine ilişkin işlemlerin varlığı, biçimi, dayanağı konusunda gerekli bilgileri verir,

 

2. İşletme varlıklarının envanterini ve denetimini yapar,

 

3. Gelir ve gider akışı ile ilgilenir,

 

4. Öz sermayedeki artış ve azalışları muhasebe hesaplarında izler,

 

5. Bilanço ve Gelir Tablosuna yansıyacak bilgileri toplar,

 

6. Vergi ve diğer yasal yükümlülükleri hesaplayarak dönem kar veya zararını saptar.

 

1.5. Finansal Muhasebenin İşlevleri

İşletmenin dış ilişkilerinden doğan finansal ve ekonomik olayların yürütülmesinde önemli bir rolü olan finansal muhasebenin işlevleri başlıca 4 madde olarak özetlenebilir14;

 

1. Ortaya çıkan parasal olayları titizlikle analiz etmek,

 

2. Analiz sonucu elde edilen değerleri ilgili yerlere (fişlere, defterlere, çizgilere) kaydetmek,

 

3. Toplanan bilgileri anlaşılır ve yararlı raporlar durumuna getirerek gruplamak,

 

4. Bu bilgi ve raporlardan anlam çıkarılmasını kolaylaştırmak.

 

Finansal muhasebenin bu ana işlevleri yanında, muhasebe bilgilerini kullanacak olan yöneticilere bilgi aktararak onların önlem ve karar almalarına yardımcı olması açısından önemli olan 3 işlevinden daha söz edilebilir15;

 

1. Cari işlemlerin planlama ve kontrolde kullanılmaları için dahili raporlama,

 

2. Özel kararların alınmasında ve uzun süreli planların yapılmasında kullanılmaları için yöneticilere dahili raporlama,

 

3. Hissedarlara, devlete ve öteki ilgililere harici raporlama.

 

2. YÖNETİM MUHASEBESİ

Finansal muhasebenin temel işlevinin sona erdiği noktada yönetim muhasebesinin işlevleri başlamakta ve bu aşamada, finansal muhasebeden sağlanan veri ve bilgiler, bu veri ve bilgiler ile ilgili bazı karar süreçlerinde yararlanmak üzere işlenmeye çalışılmaktadır.

 

2.1. Yönetim Muhasebesinin Tanımı

Yönetim muhasebesi, işletmede geçmişte alınan sonuçlar ile gelecekte ortaya çıkması beklenen olayların tarafsız ölçülerini veya verilerini sağlayan bir muhasebe türü olarak tanımlanabilir16.

 

Yönetim muhasebesi, işletme ve diğer kuruluşların yönetiminde, muhasebe verilerinin ve diğer finansal verilerin nasıl kullanılabileceğini konu edinen muhasebe dalı olarak da tanımlanabilir17.

 

Genel olarak yönetim muhasebesi, işletme yöneticilerine, işletme yönetiminde alacakları kararlarda gereksinim duydukları veri ve bilgileri düzenleyen, yorumlayan, iş programı ve yıllık bütçe uygulamasıyla denetim olanağı sağlayan muhasebe türü olarak tanımlanabilir18.

 

2.2 Yönetim Muhasebesinin Amaçları

Yönetim muhasebesinin temel amacı, işletme yöneticisine karar almada yardımcı olmaktır. İşletme yöneticisi, yönetim muhasebesi sayesinde planlama ve karar alma sürecinde atılacak adımları daha kolay belirler19.

 

Yönetim muhasebesinin genel amaçları aşağıda görüldüğü gibi başlıca 3 madde olarak sıralanabilir20;

 

1. İşletme faaliyetlerinin planlanmasına yardımcı olmak,

 

2. İşletme faaliyetlerinin denetlenmesine yardımcı olmak,

 

3. İşletme yöneticilerinin karar almasına yardımcı olmak.

 

Yönetim muhasebesi, işletme amaçları ile işletmede çalışanların amaçlarını ortak amaçlar doğrultusunda bir araya getirmeyi amaçlar. Böylece işletmenin verimliliği daha da artacaktır21.

 

Yönetim muhasebesi, yönetimin amaçlarını dikkate almaktadır. Bu yönetim amaçları da kimi zaman iş hacmini yükseltmek, kimi zaman maliyetleri azaltmak, kimi zaman da karı yükseltmek biçiminde olabilir. İşletmenin başarısı, ekonomik başarıdan çok amaçlara ulaşmada gösterdiği başarıyla ölçülebilir22.

 

2.3. Yönetim Muhasebesinin İlkeleri

2.3.1. Yönetim Muhasebesinin Gelecekle İlgili Olma İlkesi

Yönetim muhasebesi, finansal muhasebenin aksine işletmenin geleceği ile ilgilenir. Finansal muhasebeden elde edilen veri ve bilgileri yorumlayarak, geleceğe yönelik tahminlerde bulunmaya yardımcı olur. Yönetici kararlarının genellikle geleceğe dönük olması yönetim muhasebesini geleceğe dönük hale getirir23.

 

2.3.2. Yönetim Muhasebesinin Yönetim Kararları İçin Alternatifler Arasında Seçim Yapma Olanağı Sağlama İlkesi

Karar verme, alternatifler arasından seçim yapmayı gerektiren bir işlemdir. Yönetim muhasebesinin amacı da yöneticinin geleceğe dönük kararlar vermesine kolaylık sağlamaktır. Yönetim ile ilgili en etkin kararlar alternatifler arasından işletme için en iyi olanının seçilmesi biçimindedir24.

 

2.3.3. Yönetim Muhasebesinin Bağımsızlık İlkesi

Yönetim muhasebesi, işletmenin gereksinmelerine duyarlıdır ve finansal muhasebeye göre daha bağımsızdır. Yönetim muhasebesi, finansal muhasebe dışındaki diğer bilim dallarından ve tekniklerinden de yaralanır.25


2.3.4. Yönetim Muhasebesinin Uyumluluk İlkesi

Yönetim muhasebesi, İşletmenin farklı bölümlerindeki faaliyetleri zamanında ve akılcı bir biçimde değerlendirmeye yardımcı olur ve farklı bölümlerdeki faaliyetlerin birbirleriyle uyumluluk içinde olmalarını sağlar.26.

 

2.4. Yönetim Muhasebesinin Yararları

Yönetim muhasebesinin yararları, başlıca 3 madde halinde sıralanabilir27;

 

1. İşletme için sağlanan kaynakların işletme içindeki akışlarını, bu kaynakların sağlandığı zamandan başlayarak başka amaçlar için kullanıldıkları veya elden çıkarıldıkları zamana kadar izlemek

 

2. İşletmenin gelecek ile ilgili kararlarını almak.

 

3. Yönetim muhasebesi, işletmedeki verimliliği ve karlılığı ölçer,

 

Sonuç olarak yönetim muhasebesinin geleceğin, muhasebesi olması nedeniyle işletmenin faaliyetinin sürdürülmesi için yararlı ve gerekli olduğu söylenebilir.

 

2.5. Yönetim Muhasebesinin İşlevleri

Yönetim muhasebesinin genel işlevleri, 2 madde olarak sıralanabilir28;

 

1. İşletmenin planlama faaliyetlerinin yürütülmesi için plan yapanların ya da planı yürütenlerin görev, sorumluluk ve yetkilerinin belirlenmesi,

 

2. Yönetim işlevleri içinde bulunan yürütme ve denetim faaliyetlerine giren kararların alınması için gerekli bilgilerin doğru ve zamanında sağlanması.

 

3. FİNANSAL MUHASEBE VE YÖNETİM MUHASEBESİ İLİŞKİLERİ

Yönetim muhasebesinde gereksinim duyulan bilgi ve raporlar finansal muhasebeden sağlanır ve bu bilgi ve raporlar analiz edilerek gelecek ile ilgili kararlar alınır29.

 

3.1. Finansal Muhasebe Raporları

Finansal muhasebe raporları, işletmenin belli bir dönem sonucundaki ekonomik ve finansal durumları ile ilerideki ekonomik ve finansal durumlarında meydana gelmesi olası gelişme ve değişmeleri göstermek amacıyla düzenlenen raporlar olarak tanımlanabilir. Bu raporlardan elde edilecek bilgiler aşağıda 3 madde halinde özetlenmektedir30;

 

1. İşletmenin kazancının nasıl ve nerelerden sağlandığını belirlemek ve göstermek,

 

2. İşletme aktiflerinin neler olduğunu ve bunların nasıl finanse edildiğini belirlemek,

 

3. Planlanan işlemlerin işletmenin karlılığına ve finansal yapısına yapabileceği etkileri ortaya koymak.

 

Finansal muhasebe raporlarının temel işlevlerini yerine getirebilmesi, bu raporların büyük ölçüde ayrıntılı bilgilerle, yalın, açık ve anlaşılır biçimde düzenlenmelerine bağlıdır. Muhasebe raporlarının taşıması gereken nitelikler aşağıda görüldüğü gibi 8 madde olarak belirtilebilir31;

 

1. Finansal raporlar kısa ve öz olmalıdır,

 

2. Finansal raporlar belli bir amaçla değerlendirilmelidir,

 

3. Finansal raporlar anlaşılır olmalıdır,

 

4. Finansal raporlar kesin olmalıdır,

 

5. Finansal raporlar zamanında hazırlanarak ilgililere sunulmalıdır,

 

6. Finansal raporlar, periyodik aralıklarla düzenlenmelidir,

 

7. Finansal raporlarda stratejik noktalar ve uygulamada ayrıcalık gösteren ilkeler açıkça belirtilmelidir,

 

8. Finansal raporlar yorumlu olmalıdır.

 

3.2. Finansal Muhasebe Raporları Türleri

Finansal muhasebe raporlarını 2’ye ayırarak incelemek mümkündür;

 

1. Ana finansal muhasebe raporları; bilanço ve gelir toblosu,

 

2. Yardımcı finansal muhasebe raporları; kar dağıtım tablosu, net işletme sermayesi değişim tablosu, fon akım tablosu, nakit akım tablosu, net işletme sermayesi değişim tablosu, nakit bütçesi, proforma bilanço, proforma gelir tablosu.

 

Ana ve yardımcı nitelikteki finansal raporların her biri yönetim kararlarına veri ve bilgi sağlamak bakımından önem taşımakla birlikte, bunlardan ana finansal raporlar olarak nitelenen bilanço ve gelir tablolarının işletme kararları ile organik bağımlılığı nedeniyle, çalışmada bu raporlar üzerinde durulmakta ve yönetim kararları ile olan ilişkileri incelenmektedir.

 

3.2.1. Bilanço

Bilanço, işletme ile ilgili kişi ve kurumlara, bir işletmenin belirli bir andaki ekonomik ve finansal durumunu açıkça ve kolayca göstermek için düzenlenen ve bir tarafında (aktifinde) varlıkların, diğer tarafında (pasifinde) varlıkları sağlandığı kaynakların gösterildiği çift taraflı bir tablo olarak tanımlanabilir. Bilanço düzenlemenin amacı, işletmenin belirli bir andaki servetini ve bu servetin kaynağını oluşturan sermayesini belirtmek ve işletmenin bir hesap dönemindeki başarısını bildirmak biçiminde özetlenebilir32.

 

Bilanço, esas olarak varlıklar ile kaynaklar eşitliği üzerine kurulmuştur. Bilançonun varlıklarını ve kaynaklarını oluşturan bölümler Şekil 1.’de gösterilmektedir;

 

 

Bilanço

 

 

 

 

 

 

 

 

Aktif (Varlıklar)

 

Pasif (Kaynaklar)

 

 

 

 

1. Dönen Varlıklar

 

1. Yabancı Kaynaklar

 

 

  • Hazır değerler

  • Menkul kıymetler

  • Ticari alacaklar

  • Diğer alcaklar

  • Stoklar

  • Gelecek aylara ait giderler ve

gelir tahakkukları

  • Diğer dönen varlıklar

  • Kısa vadeli yabancı kaynaklar

Mali borçlar

Ticari borçlar

Diğer borçlar

Alınanan avanslar

Ödenecek vergiler ve diğer

yükümlülükler

Borç ve gider karşılıkları

Gelecek aylara ait gelirler ve

gider tahakkukları

Diğer kısa vadeli yabancı

kaynaklar

 

 

 

 

  • Uzun vadeli yabancı kaynaklar

Mali borçlar

Ticari borçlar

Diğer borçlar

Alınan avanslar

Ödenecek vergiler ve diğer

yükümlülükler

Borç ve gider karşılıkları

Gelecek aylara ait gelirler ve

gider tahakkukları

Diğer uzun vadeli yabancı

kaynaklar

 

 

 

2. Duran Varlıklar

  •  

 

 

  • Ticari alacaklar

  • Diğer alcaklar

  • Mali duran varlıklar

  • Maddi duran varlıklar

  • Maddi olmayan duran varlıklar

  • Özel tükenmeye tabi varlıklar

  • Gelecek yıllara ait giderler ve

gelir tahakkukları

  • Diğer duran varlıklar

  •  

 

 

  •  

2. Öz Kaynaklar

 

 

  •  

  • Ödenmiş sermaye

  • Sermaye yedekleri

  • Kar yedekleri

  • Geçmiş yıllar karları

  • Geçmiş yıllar zararları

  • Dönem net karı (zararı)

 

 

 

Kaynak: A. Ulu, Muhasebe-Temel İlkeler ve Kayıt Düzeni, Aydın: Taşkın Ofset, 1993, 70-75 sayfalarından yararlanılarak hazırlanmıştır.

 

 

 

Şekil 1. Bilanço’nun Varlıklarını ve Kaynaklarını Oluşturan Bölümler

 

 

Şekil 1.’de hem dönen hem de duran varlıklar içinde belirtilen ticari alacaklar, diğer alacaklar, vb. gibi kalemler arasındaki ayrım; dönen varlıkların ilke olarak bir yılda ya da işletmenin normal dönemi içinde ve doğal koşullar altında paraya dönüştürülmesi veya tüketilmesi öngörülen varlık unsurları olmasına rağmen, duran varlıkların ilke olarak bir yılda ya da işletmenin normal dönemi içinde ve doğal koşullar altında paraya dönüştürülmesi veya tüketilmesi düşünülmeyen veya yararları bir yılda tükenmeyecek olan uzun vadeleri varlık unsurları olmaları biçiminde ortaya çıkar33.

 

Şekil 1.’de hem kısa vadeli yabancı kaynaklar hem de uzun vadeli yabancı kaynaklar içinde belirtilen mali borçlar, ticari borçlar, alınan avanslar, vb. gibi kalemler arasındaki ayrım; kısa vadeli yabancı kaynaklar arasında belirtilmeyenlerin uzun vadeli yabancı kaynak olarak kabul edildikleri biçimindedir34.

 

Kısa veya uzun vadeli yabancı kaynaklar, işletmenin kısa veya uzun dönemde ödemesi gereken borçlardır. Öz kaynaklar, işletme sahip veya ortakları tarafından işletme kişiliğine tahsis edilmiş kaynaklar olarak tanımlanabilir.

 

3.2.1.1. Bilanço Türleri

Bilanço genellikle aşağıda belirtildiği gibi 2 şekilde düzenlenir35;

 

  1. Hesap Şeklinde Bilanço; Bu şekilde düzenlenen bilançolarda aktifler bilançonun sol tarafına, pasifler sağ tarafına birbirine paralel bir biçimde kaydedilir. Bu düzenleme biçimi, işletmenin dönen varlıkları ile kısa vadeli borçları, duran (sabit) varlıkları ile uzun vadeli borçları ve öz kaynakları arasında kolaylıkla karşılaştırma yapılmasını sağlar. Aşağıda hesap şeklinde düzenlenmiş bir bilanço görülmektedir;

 

 

Aktif

Pasif

Dönen Varlıklar

 

Kısa Vadeli Borçlar

 

Kasa ve Bankalar

200.000

Banka Kredileri

400.000

Alacaklar

600.000

Ticari Borçlar

160.000

Stoklar

800.000

Tahakkuk Etmiş Giderler

140.000

 

————

 

————

Dönen Varlıklar Toplamı

1.600.000

K.V. Borçlar Toplamı

700.000

 

 

Uzun Vadeli Borçlar

 

Duran Varlıklar

 

Tahviller

1.000.000

İştirakler

200.000

Öz Kaynaklar

 

Maddi Duran Varlıklar

1.400.000

Ödenmiş Sermaye

1.000.000

 

 

Yedek Akçeler

500.000

 

 

 

————

 

 

Öz Kaynaklar Toplamı

1.500.000

 

 

 

 

Aktif Toplamı

3.200.000

Pasif Toplamı

3.200.000

 

  1. Rapor Şeklinde Bilanço; Bu tip bilançolar düzenlenirken bilançoda yer alan aktif ve pasif hesaplar alt alta sırasıyla yazılırlar. Rapor şeklinde bilanço genellikle analiz amacıyla kullanılmaktadır. Bu şekildeki düzenleme, birkaç döneme ilişkin bilançonun yanyana gösterilmesini olanaklı kılar. Bu bilançolar farklı dönemlere ilişkin bilançolar arasında karşılaştırma yapmayı daha da kolaylaştırır. Aşağıda hesap şeklinde düzenlenmiş bir bilanço görülmektedir;

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

AKTİF

1997

1998

 

Toplam

Toplam

Dönen Varlıklar

 

 

Kasa ve Bankalar

300.000

900.000

Alacaklar

900.000

1.500.000

Stoklar

1.200.000

1.900.000

 

————

————

Dönen Varlıklar Toplamı

2.400.000

4.300.000

Duran Varlıklar

 

 

İştirakler

300.000

500.000

Maddi Duran Varlıklar

2.100.000

2.700.000

 

————

————

Dönen Varlıklar Toplamı

2.400.000

3.200.000

Aktif Toplamı

4.800.000

7.500.000

 

 

PASİF

1997

1998

 

Toplam

Toplam

Kısa Vadeli Borçlar

 

 

Banka Kredileri

600.000

1.000.000

Ticari Borçlar

240.000

600.000

Tahakkuk Etmiş Giderler

210.000

400.000

 

————

————

K.V. Borçlar Toplamı

1.050.000

2.000.000

Uzun Vadeli Borçlar

 

 

Tahviller

1.500.000

2.500.000

Öz Kaynaklar

 

 

Ödenmiş Sermaye

1.500.000

2.000.000

Yedek Akçeler

750.000

1.000.000

 

————

————

Öz Kaynaklar Toplamı

2.250.000

3.000.000

 

 

 

Pasif Toplamı

4.800.000

7.500.000

 

Dönemler arasında karşılaştırma yaparken enflosyonun neden olduğu değer değişikliklerini hesap ederek analiz yapılması gereklidir.

3.2.2. Gelir Tablosu

Gelir tablosu, işletmenin belli bir dönemdeki (genellikle 1 yıl) çalışmalarının özetini gösterir. Gelir tablosu yöneticilere, işletme çalışmalarını daha yakından kontrol edebilme olanağını sağlar. Gelir tablosunda yer alan gelir ve gider kalemleri işletmenin çalışmalarını sürdürdüğü iş kolunun niteliklerine göre değişiklikler gösterebilir. Bununla birlikte gelir tablosu, işletme giderlerine ilişkin bilgileri ayrıntılı biçimde gösterebilmelidir. Kar ve zarar tablosu olarak da adlandırılan gelir tablosu işletmenin geçmişi ve şimdiki durumunu yansıtan statik bir karşılaştırma ölçüsüdür. İşletmenin planlanan amaçlarına ulaşabilmek için yaptığı çalışmaların bir özetini oluşturan gelir tablosu, bu amaçlara hangi ölçüde ulaşılıp ulaşılmadığını göstermesi açısından analizciye önemli bilgiler verir. Aşağıda genel nitelikli bir gelir tablosu örneği görülmektedir36;

 

ABC Şirketi Gelir Tablosu

31.12.1998

(000 TL.)

 

Brüt satışlar

47.000.000

 

Satış indirimleri ( – )

500.000

 

 

——————

 

Net satışlar

46.500.000

 

Satışların maliyeti ( – )

31.000.000

 

 

——————

 

Brüt satış karı (zararı)

15.500.000

 

Faaliyet giderleri ( – )

13.000.000

 

 

——————

 

Esas faaliyet karı (zararı)

2.500.000

 

Diğer faaliyet gelirleri

320.000

 

Diğer faaliyet giderleri ( – )

120.000

 

Finansman giderleri ( – )

1.100.000

 

 

——————

 

Dönem karı (zararı)

1.600.000

 

Vergi ( % )

640.000

 

 

——————

 

Net dönem karı (zararı)

960.000

 

 

 

 

 

3.3. Finansal Muhasebe Raporlarının Yönetim Kararlarında Kullanılması

3.3.1. Bilançonun Yönetim Kararlarında Kullanılması

Bilançonun yönetim işlevi açısından iki temel görünüşü vardır;

 

  1. İşletmenin amaçlarına ulaşabilmesi bakımından girişimin faaliyette bulundurulduğu iş araçlarının değerini yansıtmak,

  2. Girişimin faaliyette bulundurulduğu iş araçlarının hangi kaynaklara dayanılarak sağlamış olduğunu ortaya koymak.

 

Hesap şeklindeki bilançolar, genel olarak kayıt sürecinin doğal bir uzantısı görünümünü taşırlar ve bir anlamda işletmenin dönem sonucunu ve diğer etkinliklerini göstermek amacına dönüktürler.

 

Rapor şeklindeki bilançolar ise; birden fazla hesap dönemini de kapsamalrı itibariyle, karşılaştırmalara da olanak verdikleri için yönetim kararlarındaki etkinlikleri daha fazladır. Bu görünümü ile hesap şeklindeki bilanço statik bir karakter taşımakta, yönetim kararları için gerekli bilgi ve verileri tam olarak sağlayamaktadır. Oysa, rapor şeklinde düzenlenmiş bilanço incelendiğinde, gerek düzenleniş biçimi ve gerekse kapsadığı zaman süreci içerisindeki ekonomik ve finansal gelişmeleri yansıtması nedeniyle bu şekilde düzenlenmiş bilançonun yönetim kararlarının alınmasını kolaylaştırıcı nitelikler taşıyacağı söylenebilir.

 

Rapor şeklinde düzenlenen bilançoların aktif ve pasif kolonlarının hazırlanmasında zaman zaman farklı ölçütlerden hareket edildiği bilinmekte ve görülmektedir. Aktif kolonun düzenlenmesinde hesaplar en çok likit değerden, en az likit değere doğru bir sıra izlenerek; pasif kolonda yer alan hesaplar ise değerlerin işletmeye olan yakınlık derecelerine ve işletmeden geri istenilme sürtelerine göre, kısa ve uzun vadeli borçlardan oluşan yabancı kaynaklar bir grupta, öz kaynaklar diğer grupta yer almaktadır. Rapor şeklinde düzenlene bilançolar çalışma sermayesinin saptanması ve çalışma sermayesindeki değişikliklerin izlenmesi bakımından büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Ayrıca kaynaklar ile kullanımlar arasındaki karşılaştırmalara olanak vermesi ve gerekli yorumların yapılmasının sağlanması bu tür bilançoların en yararlı işlevleri olarak belirtilebilir37.

 

3.3.2. Gelir Tablosunun Yönetim Kararlarında Kullanılması

Bilanço, işletmenin belli bir tarihteki ekonomik ve finansal durumu ile dönem sonucunu gösrediği halde; gelir tablosu kar ve zarar hesabı aracılığı ile, dönem sonucunun hangi olaylardan meydana geldiğini göstermesi bakımından değer taşır.

 

Bilançoda tek kalem olarak görülen dönem sonucu, gelir tablosunun düzenlenmesi ile çözümlemeye tabi tutulur ve dönem sonucunun, olağan endüstriyel veya ticari işlemler sonucundan mı yoksa olağanüstü olaylardan mı kaynaklandığı ortaya konulmuş olur. Bu görünümü ile gelir tablosu; bir anlamda kar ve zarar hesabının modern muhasebe anlayışına göre düzenlenmiş bir görünümü olmaktadır. Böylece, döçnem sonucunu meydana getiren olayların çözümlenmesi, yönetim kararlarının alınması bakımından önemli yararlar sağlar38.

 

 
 
  Bugün 18 ziyaretçi (19 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol